24 Kasım 2015 Salı

Markanız Sıradan Olsun!

Yeni bir marka bulup bu markayla bir oluşuma gireceğinizi var sayalım. Markanızı seçerken özel, bilindik ve akılda kalıcı olması için hangi kıstasları baz alırdınız? Ya da nelere dikkat ederdiniz? Aslında o kadar da fazla dikkat etmeye gerek yok! Hatta bilindik markaların benzeri olmaması koşuluyla hiçbir şeye dikkat etmeyin! Sıradan olun. Evet, yanlış duymadınız: “Sıradan olun.”

Sizce ülkemizde banyo sabunu denince ilk akla gelen marka olan Hacı Şakir, sempatik bir marka olarak hemen benimseneceğini hesaba katmış mıdır? Ya da ayırt ediciliği çok kuvvetli olsa da, akılda kalıcılığı zayıf, bir kolonya markası olan Eyüp Sabri Tuncer? Aynı şekilde sirke markası olan Kemal Kükrer? Peki ya bir Türk kahvesi markası olan Kuru Kahveci Mehmet Efendi markasının insanların aklında kalabileceğini düşünmüş müdür? Cevap: Hayır! Bu markaların hiç biri başarılı bir marka çalışması ve seçimi ile doğmamışlardır. Bu markalar en başta sunmuş oldukları ürün kalitesiyle, daha sonra ise devamlılıkla piyasada tutunmuşlardır. Ancak markalarını tanınır ve bilinir hale getiren en büyük etken ise markaların özgün olmasıdır. ‘Özgün marka’yı; ürünlere verilmiş olan marka isimlerinin, sektördeki rakip markalara hiçbir şekilde benzemiyor olmasıyla açıklayabiliriz.

Marka seçiminde ‘özgün olmak’tan kasıt, aynılık ve benzerlikten uzak olmaktır. Şimdi bir varsayımla hareket edelim. Ve bu sebeple aklınızdaki tüm bildiğiniz ve tanınır markaları unutun! Peynir üretimi için yeni bir marka bulmanız gerekiyor. Aklınıza hiçbir marka gelmiyor. Profesyonel destek almaya karar verdiniz. Anlaşmış olduğunuz ajans sizin için bir marka çalışması başlattı ve size güzel bir marka bulduğunu söyledi. Sektörde kimsenin bu marka adı altında faaliyet göstermediğini, benzer olabilecek bir markanın dahi bulunmadığını ifade etti. Merakla beklediniz. Gün geldi çattı ve size buldukları markayı açıkladılar. Marka: Tahsildaroğlu! Ne dersiniz? Herhalde şaka yaptıklarını ya da dalga geçtiklerini düşünüp kendinizi enayi yerine konmuş hissederek; “Bu ne sıradanlık! Kimse Tahsildaroğlu markasını kullanmıyormuş bana ne! Verdiğim paraya yazıklar olsun!..” mu? Muhtemelen öyle… Şimdi bu varsayımdan çıkıp reele dönerim. Tahsildaroğlu’nun tanınır ve bilindik bir marka olduğunu hatırlayın. Tahsildaroğlu markası, bildiğiniz gibi yakın zamanda yerel olmaktan çıkıp ulusal ve bilinir olmayı başarmış; marka ismi olarak sıradan sayılabilecek üstelik akılda kalıcılığı zor fakat sektördeki rakip markaların hiçbirine benzemeyen özgün bir markadır. Özgünlüğü ve kalitesiyle sevilmiş, benimsenmiştir. Kuşkusuz peynir deyince akla gelen ilk markalardandır.

Dünya devi olan markalara baktığımızda birçoğunun özgün olduğunu söyleyebiliriz. Devleşmiş her markanın, rakibi olan diğer dev markaya hiçbir şekilde benzemediğini görmekteyiz: Mc Donalds ve Burger King, Apple ve Samsung, Coco Cola ve Pepsi… Her biri rakibinin markasıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir markadır. Mesela bu markaların içinde en özgün olan bana göre Apple’dır. Zamanında şirket kurucularının, üreteceği cihazlara bir meyve ismi vermiş olmalarındaki tek amaç özgün olmaktan başka bir şey değildir. Ülkemizde  belki de Apple markasından ilham alan bir mobilya üreticisi üretmiş olduğu mobilyaların markasını başka bir meyve ismi olarak Çilek koyarak tanınır ve özgün bir marka olmayı başarmıştır.

Markanızı seçerken ‘güzel olsun’u, ‘akılda kalsın’ı, ‘modern olsun’u bırakın. Seçtiğiniz markanın hatırlanması zor olsun, yaptığınız işle alakası olmasın, anlamsız olsun veya sıradan olsun! Hiç önemli değil… Yeter ki özgün olsun.

Özgün markalaşmalar dilerim.

Ethem Murat Beyhan



29 Mayıs 2015 Cuma

TESİS KURMADAN MARKALAŞMA

Ülkemizde son yıllarda marka tescilinin öneminin arttığı, Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan marka başvuru sayılarından anlaşılmaktadır. Artık kişi ve kuruluşlar, kullanmış oldukları mal veya hizmet markasına sahip olabilmenin yolunun marka tesciliyle mümkün olduğunu biliyorlar. Yani markanızı tescil ettirmediyseniz o markanın resmi sahibi değilsinizdir. Bu yazıda devlet eliyle adınıza tescillenen ve koruma altına alınan tescilli bir markanın avantajlarından, daha doğrusu tescilli bir marka ile  yapabileceğiniz bir konudan bahsedeceğim. Tesis kurmadan üretime geçme ve markalaşma;

Herhangi bir alanda üretime başlamaya karar vermek ülkemizde riskli olmakla beraber, günümüz piyasa şartları ve tam rekabet piyasasında hem zaman hem de ciddi oranda sermaye ayrılmasını gerektiren bir eylemdir. Ve bu eylem için üretilecek ürün adına  tesisin kurulması, makinelerin satın alınması, iş gücü için nitelikli eleman seçimi, gerekli izin ve yasal prosedürlerin yerine getirilmesi gibi zaman ve para isteyen bir durumdur. Bu süreci göze alsanız dahi ürününüzün benimsenme garantisi yoktur.

Peki size tesis kurmak, makine almak, eleman  bulmak, gerekli izin ve yasal prosedürleri yerine getirmek yerine, sadece marka tescil ettirmenin yeterli olacağını söylesem! Örneğin siz uzun yıllardır gıda toptancılığı yapan bir işletmesiniz ve uzun zamandır aklınızda ve hedefinizde olan gıda üretim eylemine başlayıp, kendi markanızla zeytinyağı üretmek istiyorsunuz. Ama bunun için belki yeterli zamanınız veya üretim için gerekli olacak tesisi kurmak için yeterli sermayeniz yok diyelim. Tüm bunların yerine sadece ilgili sınıfta zeytinyağı üretimi için düşündüğünüz markanızı tescil ettirmeniz yeterli olacaktır. Zeytinyağı üretimi için tesis kurmak yerine, istediğiniz kalitede  zeytinyağı üretimi yapan bir tesisle anlaşıp belirlediğiniz miktarda üretimi yaptırıp şişelere doldurtmak ve o şişelerin üzerine tescilli markanızı vurdurmak yeterli olacaktır. Evet kendi markanızla zeytinyağı ürettiniz. Hadi hayırlı olsun.

Artık  istediğiniz kalitede üretimi yapılmış ve şişelenmiş zeytinyağlarınıza, kendi markanızla market raflarında yer bulabilir, tüketiciye sunabilirsiniz. Ürününüz tüketici tarafından benimsenip tutuldu mu? Tamam o zaman. İşte şimdi dilerseniz tesisinizi kurabilirsiniz.

Ethem Murat BEYHAN
Marka ve Patent Vekili

22 Mayıs 2015 Cuma

Com.tr Uzantısının Vermiş Olduğu Güven

Kuracağınız internet sitesinde seçeceğiniz alan adının uzantısında tr ibaresinin olması durumunda (com.tr ) internette her zaman güven anlamında bir adım önde olacaksınızdır.

Peki neden?

Alan adı uzantılarından sonunda tr olmayan bir alan adı aracı kurumdan boşsa alınır. Ve alan adı tahsisi tamamlanmış olur. Ama tr uzantılı bir alan adı almak istiyorsanız alan adını tahsis eden kurum sizden bazı belgeler isteyecektir. Bunlar istemiş olduğunuz alan adıyla eşleşen bir ticari unvan ya da alan adıyla aynı isimle yapılmış bir marka başvurusudur. Yani almak istediğiniz alan adıyla eşleşen bir ticari unvanınız yada bir marka başvurunuz yok ise com.tr uzantılı alan adını alamazsınız. Bunu bilen bilinçli internet kullanıcısı almış olduğunuz com.tr uzantılı sitenizi ziyaret ettiğinde sizin ciddi bir oluşum olduğunuzu, herhangi bir ticaret odasında kaydığınızın bulunduğunu veya bu site için bir marka başvurusu yada bir marka tescilinizin var olduğunu bilecektir. Bu durum ise otomatikman güven oluşmasına neden olacaktır. Bu güven duygusu site ziyaretinin yanı sıra kartvizitlerinizde, ürün ve hizmetlerinizde, etiketlerinizde ve e mail adreslerinizde com.tr uzantılı alan adını kullanmanız halinde devam edecektir. Dolaylı olarak reklamınız ve tanınırlığınız güven duygusu eşliğinde ilerleyecektir.

Ben en azından bu alanda bilinçli bir tüketiciyim. Com.tr alan uzantısını almak için neler gerektiğini biliyorum ve bu bilgi bende com.tr alan uzantılı bir sitede güven duygusu uyandırıyor. Ama  ben bunları bilmeden öncede com.tr bende  daha fazla güven duygusu oluşturmaktaydı.

Siz bu yazıyı okuduğunuzda çoktan tr uzantısız bir alan adıyla internette olsanız dahi com.tr alan adı uzantılı alan adınızı bir başkasının almaması için alın. Kullanmayı düşünmesiniz de alın bir kenarda dursun başkası kullanmasın sırf bu nedenle alın. Bir başkasının bu alan adını alması durumunda com.tr’nin vermiş olduğu güvenle sizin önünüze geçebilir.  Sizin tanınmışlığınızdan nemalanıp, haklı tanınmışlığınızı zedeleyebilir. 

Almak istediğiniz alan adıyla eşleşen bir ticari unvanınız olmasa dahi boş olmak şartıyla almak istediğiniz  com.tr için alan adına uygun bir marka başvuru yaparak  tr uzantılı alan adını alabilirsiniz. 


Ethem Murat Beyhan
Marka ve Patent Vekili

20 Mayıs 2015 Çarşamba

MARKA TESCİLİNİN İHMALİ

Büyüyen bir ekonomiye sahip olan ülkemizde her yıl binlerce yeni işletmeler kurulmaktadır.  Bu işletmelerin bazıları başarısız olup tasfiye sürecine girerken bazıları da başarılı olup kar etmeye başlıyor. Başarı sağlayan bu işletmelerden bazıları ise her şey çok güzel giderken ufak bir ihmal karşısında başarıları başarısızlığa dönüşebiliyor. Ufak bir ihmal marka tescili;


Sizde bir işletme kurdunuz. Ancak mal ve hizmetlerinizde belirlediğiniz markanızı tescil ettirmeyi ihmal ettiniz. Ne oldu, nasıl oldu ve ne kadar sürede oldu ama oldu, kurduğunuz yeni işletmeniz başarı kazandı. Ürün ve hizmetleriniz artık piyasada talep görür hale geldi. Artık işletmeniz kar ediyor, kazanıyorsunuz kazandırıyorsunuz. 


Her şey çok güzel gidiyor ve tabiri caizse işler tıkırında, amabir gün hiç ummadığınız bir anda şikayet ediliyorsunuz ve savcılık işletmenize geliyor. Suçunuz tescilli bir markanın aynısını veya benzerini kullanmak. Savcılık geldiği o gün ürünlerinize el koyuyor, belki de imha işlemi başlatıyor,tabelanızı indiriyor ve insanların sizi bildiği ve tanımış olduğu isminizle yani markanızla piyasaya mal veya hizmet sürmenizi yasaklıyor. Siz her ne kadar kullandığınız markanızın bir başkasının tescilli markasının aynısı veya benzeri olduğunu bilmediğinizi söyleseniz de 28/01/2009 tarih ve 5833 numaralı kanunda bilmeniz gerektiği söylendiğinden savcılık yasal prosedüre devam ediyor. Hakkınızda dava açılıyor ve bu suçun karşılığı olan 1-3 yıla kadar hapis istemiyle ayrıca suçun karşılığın olan adli para cezasıyla yargılanmaya başlıyorsunuz. Bilmeyerek te olsa taklit ettiğiniz markanın sahibi  hakkınızda  maddi ve manevi tazminat davası açıyor.Piyasada haklı olarak edindiğiniz itibar ve güven bir anda sıfırlanıyor. Sonuç tam bir yıkım. Ve tüm bu olanların nedeni ufak bir ihmalle markanızı tescil ettirmemeniz. Ve maalesef ki başarınız başarısızlıkla sonuçlandı.


Ülkemizde bu gibi durumlar her gün gerçekleşiyor. İnsanlar zor olanı başarırken basit bir ihmalle harcadıkları zaman ve emekleri boşa gidip, ciddi anlamda maddi ve manevi kayıplarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Artık herkesin her türlü mal ve hizmet ürettiği günümüzde farklılığınızla değer kattığınız ürün ve hizmetlerinize tüketicinin ulaşması için bir adres niteliğinde olan markanızı bir daha kullanamamak demek iflas etmeye eşdeğer bir kayıptır. 


Bir işe girişmeden önce işletmenizde kullanacağınız markanızı belirleyerek markanızın tescili için ön adımları atmanız zor kısım olan bir işletme kurup tam rekabet piyasasında mücadele ederek ve fark yaratarak benimsenmenizden daha kolay ancak daha büyük bir adımdır. 

 

Marka ve Patent Vekili

Ethem Murat Beyhan